Meme kanseri
Meme kanseri, sıklıkla meme içindeki kanallardan köken alan tümördür. Sanılanın aksine, erkeklerde de saptanabilir ancak kadınlarda görülme sıklığı 100 kat daha fazladır. Kadınlarda akciğer kanseriyle birlikte en sık rastlanan kanser türüdür. Erken yakalandığında doğru tedaviyle çok uzun süreler sıkıntısız bir yaşam mümkünken, ihmal edilip geç kalındığında tedavi seçenekleri maalesef sınırlıdır.
Kadınım, öyleyse risk altında mıyım?
Meme kanseri daha önce de bahsettiğimiz üzere kadınlarda çok daha yüksek oranda görülür. Bunun haricinde ailede, özellikle anne tarafında meme kanseri mevcudiyeti riski arttıran en önemli etkenlerden biridir. Yani annenizde, teyzenizde, kız kardeşinizde meme kanseri varsa risk artmıştır. Sıklıkla 50 yaşın üzerinde saptanmasına rağmen, 20’li yaşlarda dahi görülebilmektedir. Hormonal durumdan etkilenen bir tümördür. Bu nedenle erken yaşta adet görmeye başlamış, hiç doğum yapmamış, doğum yapmış ama çocuğuna süt vermemiş ya da dışarıdan hormon tedavisi alan kadınlarda görülme sıklığı artar. Sigara içiyorsanız ayrıca risk altındasınız. Son olarak, bir memesinde kanser saptanmış kadınlarda da diğer memede kanser çıkma olasılığı oldukça yükselir.
Peki ama bende meme kanseri olup olmadığını nasıl anlayacağım?
Memenizi en iyi siz tanırsınız. Bu nedenle 20’li yaşlardan başlayarak ayda bir kez banyo sonrası yapacağınız kendi kendinizi muayene belki de erken tanı için en önemli tarama yöntemidir. Ayna karşısında önce bir kolunuzu başınızın arkasına koyarak, o taraftaki memenizi diğer elinizle hafifçe bastırarak muayene edin. Sonra aynı işlemi diğer memeniz için yapın. Bir süre sonra memenizdeki en küçük değişikliği bile farkedeceksiniz. Diğer tarama yöntemleri ise, mamografi ve meme ultrasonudur. 40 yaşından sonra 2 yılda bir, 50 yaşından sonra ise yılda bir düzenli olarak çekilecek mamografi, eski görüntülerle kıyaslama yapılarak bize çok değerli bilgiler verir. 40 yaşın altında ise meme dokusu mamografi çekilmesi için çok uygun değildir ve genellikle tarama yöntemi olarak ultrasonografi kullanılır.
Son yıllarda, pek çok kanser türünde olduğu gibi meme kanserinde de gen mutasyonları ve gen testleri ön plana çıkmıştır. Meme kanseri, BRCA-1 ve BRCA-2 gibi gen mutasyonları ile birlikte bulunur. Eğer ailenizde meme kanseri öyküsü varsa bu gen testlerini yaptırmak çok kıymetlidir. Bu şekilde sizde yüzde kaç ihtimalle meme kanseri görülebileceğini öğrenmiş ve bu sayede erken tedbir almış olursunuz.
Memede hangi bulgular varsa kanserden şüphelenmeliyim?
Rutin olarak yaptığınız muayenede saptayacağınız her türlü farklılıkta gecikmeden bir genel cerrahi uzmanına başvurmanız gerekir. Memede yeni saptadığınız sert kitle, meme başında çekinti, memede renk değişikliği ya da portakal kabuğu görünümü ve meme başından kanlı akıntı gelmesi meme kanserini düşündüren bulgulardır. Unutmayın ki memede saptadığınız her kitle veya meme başından gelen her kanlı akıntı kanser demek değildir. Şüpheli tanının mutlaka parça alınarak doğrulanması gerekir. Ancak geç kalmanın bedeli ağırdır, bu nedenle yukarıda saydığım şikayetleriniz mevcutsa lütfen derhal hekiminize başvurun.
Meme kanseri nasıl tedavi edilir?
Aslında son dönemdeki en büyük değişikler tedavide yaşandı. Bundan 10-15 yıl kadar önce meme kanserine çok daha fazla agresif davranılırken artık çok daha ılımlı tedavi yöntemleri uygulanmaya başladı. İleri evre kanserlerde, kanserin koltuk altı lenf bezlerine yayılmasına da bağlı olarak hem memeyi hem de koltuk altı lenf dokusunu çıkarmak gerekebilir (Modifiye radikal mastektomi; mastektomi + aksiller küretaj). Erken evrede tanı konmuş meme kanserlerinde ise, tedavi memenin sadece tümörlü kısmının çıkarılması ve koltuk altına lenf bezlerine tümörün geçip geçmediğini gösteren bekçi lenf dokusunun incelenmesidir (Kadranektomi + sentinel lenf nodu biyopsisi). Koltuk altı bezlerinin çıkarılıp çıkarılmayacağına bu inceleme sonunda karar verilir.
Meme kanserindeki diğer destekleyici tedavi yöntemleri ise, cerrahi öncesi ya da sonrası uygulanacak kemoterapi, cerrahi sonrası radyoterapi, hormon tedavisi gibi yöntemlerdir. Sizin için en uygun tedavi şekline mutlaka cerrahınızla ve onkoloji doktorunuzla birlikte karar vermenizi öneririm.